V. ULUSLARARASI TÜRK-ASYA KONGRESİ
"Asya’da Güvenliğin İnşası ve CICA"
YER
İstanbul Grand Cevahir Kongre Merkezi
TARİH
3 - 5 Haziran 2010

Dünyadaki ekonomik güç denge merkezinin son 20 yıl içinde Batı'dan Doğu'ya doğru kaymaya başlaması, Asya'daki gelişmelere olan ilgiyi de doğal olarak artırmaktadır. Son dönemlerde Asya kıtası dünyada yükselen ekonomisinin yanı sıra siyasi alanda da ağırlığını hissettirmektedir. Dünyada hızla devam eden küreselleşme süreciyle birlikte bölgeselleşme süreci de gün geçtikçe yayılmaktadır. Çeşitli ülkeler başta ekonomik alanda olmak üzere farklı alanlarda birbirleriyle birlik kurma eğilimleri içerisine girmişlerdir.

Komünist bloğun çöküşünden sonra ittifaklar sadece askeri olmanın dışına çıkarak, farklı alanlara da yayılmış, örneğin ekonomik alanda ülkeler arasında bölge çapında bütünleşme süreçleri daha da önem kazanmıştır.

Bilindiği gibi ABD ve Avrupa Birliği'nin ardından dünyanın en büyük üçüncü ekonomik gücü sıfatındaki Asya'daki bütünleşme süreci giderek hız kazanmıştır. Son yirmi yıl içinde kurulan siyasi ve ekonomik örgütlerin, bölgede siyasi ve ekonomik ağırlığını hissettirebilmek ve belirlediği stratejik hedeflere ulaşabilmek için çok önemli girişimlerde bulunduğu görülmektedir.

Rusya Çin ve Hindistan gibi küresel ekonominin dinamik ülkelerinin yer aldığı Asya, petrol ve doğalgaz başta olmak üzere hammadde açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Köklü medeniyetlerin beşiği ve zengin kültürel mirasa sahip olan Asya kıtasının da bir parçası olan Türkiye; Kafkaslar, Orta Doğu ve Orta Asya ülkeleri başta olmak üzere bölgedeki ülkelerle yoğun ilişkileri sonucu Asya'daki gelişmeleri yakından takip etmektedir.

Asya kıtasında en eski bölgesel kuruluşlardan biri olan ASEAN, Asya'nın şemsiye örgütü sıfatını hala korumaktadır. "Soğuk Savaş" döneminde komünizm karşıtı bölgesel bir birlik olarak kurulan, ancak daha sonra Çin'in de siyasi ve ekonomik desteğiyle güçlü bir bölgesel kuruluş halini alan ASEAN, yükselen ekonomileriyle kendilerinden bahsettiren Singapur, Malezya, Endonezya'nın yanı sıra Filipinler, Vietnam, Kamboçya, Brunei, Laos, Tayland ve Myanmar'dan oluşmaktadır

Sosyalist bloğun çöküşüyle Asya'da Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), Ekonomik İşbirliği Örgütü (ECO), Avrasya Ekonomi Topluluğu (EurAsEC), Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (BSEC) gibi yeni bölgesel oluşumlar meydana gelmiştir.

Bölgedeki güvenliğin sağlanması için ŞİÖ dışında, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (CICA) gibi güçlü ekonomik ve güvenlik forumları oluşturulmuştur.

Üye ülkelerin çoğunluğunun Türk Cumhuriyetlerinden oluşması ve her geçen gün artan etkisi nedeni ile Türkiye'yi yakından ilgilendiren Şangay İşbirliği Örgütü, kıtadaki diğer devletlerin de iştirakiyle çok güçlü bir bölgesel kuruluş olma yolunda ilerlemektedir. Bu bağlamda, çok zengin doğalgaz ve petrol kaynağıyla Orta Asya bölgesinde güçlü bir birliğin mevcudiyeti, Avrupa Birliği'nin, Doğu Asya ülkelerinin, Türkiye'nin ve bütün dünyanın tek kutupluluktan çok kutupluluğa geçişinde önemi rol oynayacak ve bu işbirliğine karşı belki de başka ortaklıkların kurulmasını sağlayacaktır.

Bugün üç ayrı kıtada bölgesel ticaret blokları oluşmaktadır. Avrupa kıtasında, Avrupa Birliği (AB); Amerika kıtasında Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA), Asya kıtasında ise Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) ekonomik anlamdaki bölgesel entegrasyon ve ittifakların önemli örneklerindendir.

Türkiye bu bölgeselleşme hareketlerinin tam ortasında bulunmaktadır. Batıda Avrupa ekonomik, kültürel ve siyasal anlamda bir bütünleşmeye giderken doğuda "Avrasya Yapılanması"ndan söz edilmeye başlanmıştır. Avrasya bölgesi enerji kaynakları, büyük pazar yapısı ve Türkiye'nin bölgedeki Türk Cumhuriyetleriyle arasındaki tarihi bağlar nedeniyle büyük önem arz etmektedir.

Ekonomik ve siyasi işbirliklerinin yanı sıra, Asya ülkelerini bütünleşme hareketine iten nedenlerden biri de küresel ısınma ve ısınmanın beraberinde getirdiği küresel iklim değişiklikleridir. Bilimsel araştırmalara göre, Asya kıtasında yakın gelecekte sıcaklıklar, kuraklık ve seller artacak, nüfusu hızla artmakta olan Kıtada besin maddelerinin üretimi de toprak erozyonu ve verimsizleşme sebebiyle azalacak, yağış miktarındaki artma ile şiddetli kasırgalar ve seller yerleşim bölgelerini olumsuz etkileyecektir. Bu bağlamda, bölgesel örgütlerin ortak çözüm arayışları artacak ve işbirliklerinin artmasında üzerlerine büyük görevler düşecektir.

Asya kıtasının bir parçası olarak Türkiye'nin Asya ülkeleri ile coğrafi açıdan olduğu kadar duygusal açıdan da yakınlığı bulunmaktadır. Tarih boyunca Asya ile olan yakın ilişkilerimizi, günümüz dünyasının ihtiyaçlarına cevap verebilecek, karşılıklı kazanımlara dayalı dostluk ve kardeşlik ilişkileri çerçevesinde daha da güçlendirmek amacıyla uygulanmakta olan kararlı ve sistemli politikaların, siyasi ve ekonomik ilişkilerde görülen olumlu gelişmelerin bireysel düzeye de indirgenebilmesi gerekmektedir.

TASAM olarak her yıl gerçekleştirdiğimiz Uluslararası Türk - Asya Kongreleri, karşılıklı olarak Türk ve Asya insanının birbirlerini tanımaları açısından önem arz etmektedir. Son olarak 21-23 Mayıs 2008 tarihleri arasında gerçekleştirilen "Asya'da Güvenlik ve Stratejik İş Birliği: Çin - Hindistan - Rusya" konulu III. Uluslararası Türk - Asya Kongresi, Türkiye'den ve dünyadan çok sayıda nitelikli akademisyeni bir araya getirmiştir.

Bu bağlamda IV. Uluslararası Türk - Asya Kongresi kısa ve uzun vadede,

- Asya kıtasına ilişkin hazırlanacak geniş kapsamlı projelerin daha somut sonuçlar vermesi açısından geçtiğimiz yıl icra edilen III. Uluslararası Türk - Asya Kongresi'nde ele alınan, bölgenin en büyük üç devletinin ardından, Kıtada yer alan bölgesel kuruluşların ve kurumların yakından tanınmasını ve söz konusu kuruluşların çalışmaları hakkında detaylı bilgiler edinilmesini,

- Bölgesel ve kurumsal çok taraflı ilişkilerin gelişimine sivil toplum nezdinde katkıda bulunulmasını,

- Kongrede ele alınacak konuların, uluslararası toplumun destekleyeceği yaklaşımlar ile Asya'nın kalkınmasına yardımcı olmasını ve yeni ortaklıkların teşvik edilmesini,

- Bölgesel ekonomik toplulukların ne tür güçlüklerle karşı karşıya bulunduklarını ve ilgili sorunların çözümüne ilişkin hangi mekanizmaların geliştirilmesi gerektiğini,

- Asya kıtasıyla yakın işbirliği çerçevesinde karşılıklı tanıtımlara yönelik çalışmalar yapılmasını,

- Kıtaya yatırım yapmayı düşünen Türk şirketlerinin gerekli şartlar konusunda doğrudan Asyalı uzmanlar tarafından bilgilendirilmelerini,

- Türk ve Asya üniversiteleri ile araştırma kurumları arasında işbirliğinin kolaylaştırılmasını,

- Akademik açıdan ülkemizde Kıtaya ve söz konusu kuruluşlara ilişkin yetersiz olan bilimsel çalışmaların artırılmasını,

- Türkiye'nin STK'lar ve bölgesel teşkilatlar nezdinde Asya ülkeleri ile işbirliği yapılmasını ve karşılıklı bağlantı ağlarının geliştirilmesini,

- Yine yukarıda sıralanan söz konusu amaçlar doğrultusunda Türkiye - Asya ilişkilerinin sivil toplum alanında daha ileriye götürülmesini, uzun vadeli ve istikrarlı bir işbirliğine katkıda bulunulmasını ve Türkiye'nin sivil toplum alanında da Asya'ya verdiği önemin en etkin biçimde ortaya konmasını amaçlamaktadır.

Kıtada çözüm bekleyen çeşitli sorunlar bulunmakla birlikte, Türkiye bölgesel sorunların varlığının işbirliği önünde bir engel oluşturmaması gerektiğine inanmaktadır. Aynı zamanda, derinleştirilecek işbirliğinin bölgesel sorunların çözümüne de olumlu katkı sağlayacağı görüşünü savunmaktadır.

Asya kıtasında ekonomik ve diğer bölgesel bütünleşme girişimlerinin, bölgesel bütünleşmelerin arkasında yatan nedenler ile standart ve yeni teorilerde bölgesel bütünleşmelerin fayda ve maliyetlerinin Türkiye üzerindeki yansımaları da ülke adına çok büyük önem arz etmektedir.